Dünya nereye?? Küresel ısınmadan en çok etkilenen alanlardan biri denizler. Yapılan yeni bir araştırma deniz tabanını güzelleştiren ve denizaltı üstü ekosisteminin olmazsa olmazı mercan resiflerinin 2100 yılını görmeyeceğini ortaya koydu.
Resif veya bilinen adlarıyla mercan resifleri, mercan denilen deniz omurgasızlarının iskeletlerinden oluşan büyük sualtı yapılarıdır. Resif oluşturan mercan türleri hermatipik veya sert mercanlar ya da taşlı mercanlar olarak biliniyor. Bu mercanlar, kese benzeri yumuşak vücutlarını korumak için deniz suyundaki kalsiyum karbonatı kullanır ve tıpkı bir demir ustası gibi kendilerine sert ve dayanıklı bir dış iskelet yaparlar. Yani resifler de canlıdır ve etrafları ise biyoçeşitlilik merkezleridir. Resif yapan ilk mercanlar 250 milyon yıl önce var oldular.
Mercan resifleri tüm deniz türlerinin en az % 25’ine ev sağlıyorlar. Balıklar, yumuşakçalar dahil , solucanlar, kabuklular, ekinodermler, süngerler, tunikler ve diğer deniz canlıları yaşamları için gerekli oluşumlardır. Mercan kayalıkları, az miktarda besin sağlayan okyanus sularında gelişir. Genellikle tropikal sularda sığ derinliklerde bulunurlar, ancak derin su ve soğuk su mercan kayalıkları da farklı bölgelerde daha küçük ölçeklerde bulunabilir.
Mercan kayalıkları, kısmen su koşullarına karşı hassas oldukları için kırılgandır. Aşırı besin maddeleri (azot ve fosfor), yükselen sıcaklıklar, okyanus asitlenmesi, aşırı avlanma (örneğin, yüksek balık avı, siyanür avcılığı, tüplü balık avlama), güneş koruyucu kullanımı ve akıntı dahil zararlı arazi kullanım uygulamalarından dolayı tehdit altındadırlar.
Dünya’nın en çeşitli ekosistemlerini oluşturur. Sağlıklı deniz ekosistemleri insan refahı için gereklidir ve dünya çapında milyarlarca insanın ürettiği kirlilik nedeniyle doğa hızla yok olmaya gidiyor .Sorun dünyanın sorunu. Dolayısıyla, mercan resiflerinin azalması sadece bulundukları bölgelerdeki insanların sorunu değildir; aynı zamanda işbirlikçi eylem gerektiren küresel bir sorundur.
Araştırmalar, canlı küresel mercan popülasyonunun 1950’lerden bu yana yüzde 50 azaldığını ve önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 70 ila 90 oranında azalmasının beklendiğini buldu.
Deniz biyoloğu ve Coral Gardeners , birden fazla stres etkisinin mercanları aşırı yüklediğini söyledi. “Mercan büyüme oranlarının dalgalardan, fırtınalardan ve bazı akıntılardan kaynaklanan bir miktar doğal baskıya dayanabileceği bir ekolojik denge var” dedi. Ancak, kirlilik, gelişmeden kaynaklanan çökelmedeki değişiklikler, küresel ısınma nedeniyle artan okyanus sıcaklıkları ve resife ayak basıp demirlemenin neden olduğu yıkım dahil olmak üzere insan kaynaklı çevresel stres faktörlerinin birikiminin dengeyi bozduğunu da sözlerine ekledi. “Mercan büyümesinin devam etmesi zorlaşıyor.”
Unutulmamalı ki okyanuslar , insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlardan karbondioksiti emiyor. Ne varki CO2 karbonat iyonları ile bağlanıyor ve mercanların iskeletlerini oluşturmasını engelleniyor.
Coral Gardeners, su altı fidanlıklarında dayanıklı “süper” mercanlar yetiştiriyor, ardından Fransız Polinezyası’ndaki azalan resifleri restore etmeye yardımcı olmak ve küresel eğitim ve araştırmaya katkıda bulunmak için onları ekiyor ve izliyor. Bu girişim desteklenmesi gereken bir oluşumken netice alımı ancak 30 – 50 yıl gerektirmede. Burada soru peki su altında ve üstünde hızla tükettiğimiz kaynaklar için biz ne yapabiliriz deyince ilk yapacağımız şeyin karbon ayak izimizi azaltmak gerektiği görünüyor.
Günlük yaşamımızda kaynak tüketimini azaltmayı ve karbonu dengelemeyi düşünmeliyiz. Günlük alışkanlıklara odaklanarak küçük adımlar atmalıyız. Unutmayın herkes bunu yaparsa, bir dünya fark yaratan milyarlarca insan olabiliriz.